11 Mart 2013 Pazartesi

35 Hafta 5 Günlük Olduk

Yine uzun bir ara verdim yazmaya.. Neredeyse 1 yıl olacak :) Zaman hızla geçiyor ve ben bu blog yazma işini bir türlü düzenli hale getiremedim. Bu uzun zamanlı aradan sonra yine kendi kendime söz veriyorum düzenli yazma konusunda. Bakalım ne kadar süre başarılı olabileceğim. Evet bir çok değişiklik oldu hayatımızda.. En güzeli şu anda karnımda.. Kızımız:) En son yazdığım yazıyı okuyunca baya duygulandım doğrusu.. Doğum günümde bşr bebişimizin olmasını dilemişim. İyi ki de dilemişim gerçek oldu çünkü yani adlında olacak. Çok zamanımız kalmadı. Her gün ayrı bir heycanla geçiyor artık. Hayata bakışım, beklentilerim hatta hayalletim bile değişti. Artık hepsinde kızım var. Bu yazli Amerika tatili bize tuğurlu geldi. Florida'nın sıcak kumsalı ve mavi denizinden Destin'den hediye geldi kızımız bize. İsin konusunu çok düşündük.Aklımızdan birçok isim geçti. " Derin Su,Bade Su,Mavi Su" aradında karar vermeye çalışıyorduk. Sonra beden Destin Su olmadın dedik. Hem bizim içinde oldukça anlamlı olurdu. Anlamını araştırdım. Fransızcada Kader demekmiş. Bir arkadaşım var Fransızcası çok iyi onada danıştım. Hatta o da çok beğendi. " Su gibi Kaderi olan" gibi bir anlamı oluyor Destin Su'nun. Ve şsim konusunuda netleştirdik ama yanılmıyorsam 30. Haftalara kadar en büyük sorunuzdan biri olmuştı bu şsim konusu. Kızımız Destin Su.. Babasıyla annesinin hayatına anlam katacak.. Son zamanlarda zamankmında az kalması nedeniyle tüm zamanım hazırlıklarla geçiyor. Bende biraz bebişimi birazda yaptığım hazırlıkları paylaşmak istedim sizlerle.. Bu süreçte böyle paylaşımlarda bulunan birçok blog sitesşni takip ettim ve bana çom faydası oldu.Belki benim yazdıklarımdan da faydalanacak birileti olalabilir diye düşündüm. Tabii birde bu yazdıklarımın hepsi kızıma hatıra:) Gebelik sürecimld ilgili bir kaç resim paylaştım ama son halimle o resimler pek karşılaştırılamaz çünkü artık kocaman olduk:) Şurda en fazla 1 ayımız kaldı artık. Bu çarşamba itibariyle iş yerindende ayrılıyorum artık uzun bir süre izinliyim. Eger kızım bana fırsat tanırsa tecrübelerimi sizlere aktaracağım. Öncelikle gebelik sürecimi özetleyeyim. Aslında sorunsuz bir 35 hafta geçirdim diyebilirim. İlk 8. Haftamdan sonra bulantı ve kusmalarla başım dertteydi malesef. Ama yinede kolay atlattım bu süreci. Tabii akupresör bandlarında bu dönemde bana çok faydası oldu. Bu bandlarınileğinize takıyosunuz, tamamlayıcı alternatif tıp yöntemletinden biri.Dürüst olmak gerekirse böyle şeylerle pek aram yoktur ama insan çaresiz olunca demek zorunda kalıyor. Dr.umda bir dene deyince hemen eczaneden bir tane aldım. Benim aldığım akupresör bandının adı Sea Band. Zaten en popüler olanı bu marka. İçerisinde nasıltakacağınızı tarif ediyor. Buna uygun olarakbileğize yerleştiriyosunuz. Ben etkisini 4-5 saat sonra hissetmeye başladım. Kullanmaya başladığım andan itibaren yaklaşık 2 ay boyunca duş almak dışında hiç çıkarmadım. Bu bandların sayesinde günde bazen bir kez yada hiç kusmadığım oldu. Tabii bu süreçte beslenmeniz de çok önemli. Sıvı gıdalar malesef bulantıyı tetikliyor. Ben su içemedim vesonucunda idrar yolu enfeksiyonu oldum:( Bu nedende hiç iste esemde Rocefin 1gr.iv ( damardan) kullanmak zorunda kaldım tabii sıvı takviyeside yapıldı 5 gün boyunca günde 3000 ccmayi takıldı. Bu süreç biraz sancılı geçti. Birde eş desteği çok önemli tabii. Eşim inanılmaz destek oldu, yemek yaptı,benimle ilgilendi ve hatta serularımı takıp ilacımı yaptı. 12. Haftaya geldiğimizde ise bulantı ve kusmadan eser kalmadı. İnanılmaz midem rahatlamıştı. Sonra da bu donemde yaptirilan ikili testimiz biraz bizi uzdu. Onunda ayrintilarini paylasirim. Bugunluk benden bu kadar.. Umarim sizin gebeliginiz bulanti ve kusnasiz gecer..





















24 Mayıs 2012 Perşembe

22.05.2012 Bir doğum günü hikayesi...

Ve bir doğum günümüde arkamda bıraktım.. Güzel ve huzurlu bir doğum günü geçirdim. Bu günün vermiş olduğu müthiş enerji ile başlayan doğum günüm bu güzelliklede devam etti. İş yerinde de oldukça rahat bir gündü. Neşem yerinde şarkılar söylüyorum ve gülücükler saçıyorum. Hacer bir ara yanıma gelip 'Hayrdır bu ne neşe' diyor. İçimden geçmiyor değil sanki bilmiyosun bugün benim doğum günün ya o yüzden böyleyim demek..Ama demiyorum tabii:) Ben böyle full enerji güne devam ederken gelen telefonlarla dahada neşeleniyorum tabii.. Sonunda Hacer'de dayanamayıp kutluyor doğum günümü.Benim için bir planlar çeviriyorlar ama sürprizlerini bozmamak için hiç birşey yokmuş gibi davranıyorum. Emel arıyor işim var o yüzden yanına geliyorum diye bir an unutuyorum günün anlamını ve sadece işi için geldi sanıyrum ama canım arkadaşım çoktan supri hediyesi alıp gelmiş bile.. Benim yüzümde fiyonklar:) Emel en yakın arkadaşlarımdan biri aslında.. Ama 2 tane bebişi olduğu için sırf benim için yanıma gelmesi beni duygulandırmadı desem yalan olur. Hemde en küçük bebişi Esramız daha bir aylık.. Çok anlamlıydı yanıma gelmesi ve tabii ki hediyesi..İş arkadaşlarımda bir hediye almışlar ama kargoda sorun çıkmış ve gecikmiş.Tam işten çıkarken geldi de onlar da supriz yapmanın vermiş olduğu telaşı üzerlerinden attılar.. Bu arada herşeyin keyfinide süren benim..Burdan Hacer,Ayşegül,Aytül,Sema,Arife,Melda,Yeliz,Saadet,Nurhan,Gülşah'a cok teşekkür ederim.. Geciken ama muhteşem olan hediyeleri için..İş çıkışında Emel ile birlikte bir kahve içiyoruz. tabii buda pahabiçilmez bir keyif. Emel demez mi birde sigara mı içsek diye.. Bir sigara alışımız var evlere şenlik:) Ben sigarayı bırakalı 3 yıldan fazla oldu belkide. Emel ise zaten 3 yıldır hamile:) diye düşünüp gülüyoruz. Sorular başlıyor: Mentollü sigara var mı? Karanfilli var mı? Hafif mi güzel mi slim yok mu? Tekel bayideki adamcağızda kibar bir bey. Sabırla cevap veriyor ama sonunda dayanamıyor 'Siz sigara içtiğinize emin misiniz?' diyor gülüyoruz.. Sigaramızıda yakıp yudumluyoruz kahvemizi.. Emel'i tam 7 yıldır tanıyorum. Aslında eşlerimiz arkadaş. Biz balayıda karşılaşıyoruz. Onlar bizden bir hafta sonra evlenmişler ve balayı için bizim seçtiğimiz otelin yanındaki oteli seçmişler..Büyük tesadüf işte öyle başladı dosluğumuz. Uzun zamandırda sohbet etmeye fırsatımız olmadığı için çok tatlı geliyor sohbet ama zaman kısa anu bekleyen bebişleri olduğu için ayrılıyoruz kahvelerimizin bitmesiyle birlikte.. Tabii klasik İstanbul trafiği ile mücadeleden sonra eve geliyorum. Ardındanda sevgilim.. Önce kapıdan bir buket papatya giriyor sonra da yakışıklı kocacığım.. Elindeki oapatyalarla daha da bi yakışıklı geliyor gözüme.. Güzel bir yemek.. Huzurlu ve güğzel bir akşamdı yani.. Ama bu benim bir yıl daha yaşlanmış olduğum gerçeğini unutturmuyor bana. 33 yaşına girdim.Annem doğum günümü kutlarken telefonda sordu bugün 'Yeni yaşından memnunmusun' benim cevabım hazır tabii kocaman bir hayır. Söylemesi bile zor ne o öyle dudakların büzüşüyor poz verirgi 333 der gibi yok beğenmedim ben bu yaşı. Annem kıymetini bil 40 dan sonrasını anlamayacaksın bile diyor. Telaşlanmalımıyım akıp giden zaman için bilemiyorum ama şu anda keyfim yerinde. 28 yaşındayım desem inanmayan olmaz:) Yaşın ne önemi var ama değil mi önemli olan kaç yaşında gösterdiğin? diya avunuyorum sanırım.. Daha büyük hayallerin gerçekleşmesini umduğum yeni bir yıl beni bekliyor. İyiki doğdum.. Ne iyi ettimde doğdum:) seneye bu zamanlar doktaralı olmayı ve bi bebişimin olmasını planlıyorum. Bakalım seneye yeni yaşımı nasıl karşılayacağım...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

AŞK çok güzelmiş..

20 Mayıs bizim evlilik yıldönümümüzdü. Dün itibariyle 6 yılı devirdik. Zaman arkasından bakıldığında  nasıl geçtiğini bir türlü çözemediğimiz tuhaf bir kavram. Bundan dolayımıdır yoksa sevgilimle olan aşkımızın güzellğindemidir bilmiyorum koskoca 6 yılı bitirdik beraber. Tabii bu arada 50 yıldır evli olanlar bu yazımı okuyorlarsa koskoca 6 yıl yazmamı gülümseyerek karşılıyor olabilirler gerçi 50 yıl diyorum ki bu ilişkilerinde nesli tükenmek üzere. Artık 6 yıl koskoca diyebileceğimiz kadar uzunmuş gibi geliyor günümüzdeki tükenen evliliklerin çoğunluğuna bakacak olursak. Çevremizdeki arkadaşlarımız sırayla boşanırken tüm herşeye inat aşkımızın gölgesinde yola devam eden çiftlerdeniz bizde. Zor mu? Tabii zor kolay olan ne var ki? Emek vermeden neyin sefasını çekebiliyoruz tabii ki hiçbirşeyin.Emek ve sabır çok önemli ki ben oldukça sabırsız biriyimdir beni yakından tanıyanlar çok iyi bilir.İşte o zaman sabırlı bir eş lazım devreye girecek olan. Benim eşimde sabılı olanlardan en azından bana katlanacak kadar:) Eşimle uzun bir birlikteliğin ardından evlenmiş olduğum için sanıım evliliğimizin 6. yılı demek az kalıyor. Aşk bu kadar da uzun sürmez diyenlere inat burdayız ve Aşığız.. Dünün önemi nedeniylemi zaten hep öyle olduğundan mı bilmem sevgilim daha da bi tatlıydı:) Kahvaltı hazırlamalar, hediyeler, iltifatlar. vs işte bin türlü sevimlilik ya süperdi acaba her gün evlilik yıldönümümüz olamaz mı? Güzel bir akşam yemeğide üzerine super oldu. Şiddetle tavsiye edebilirim.Adı GO MONGO.. Bizim gibi et severler için lezzetli bi yer..Değişik bir yemek kültürü denemek isteyenlere önerilir. Moğolistan yemekleri..Valla ben beğendim yanınada güzel bi kırmzı şarap seçip sevgilinizide karşınıza aldınız m değmeyin keyfinize... Burdan tekrar kocacığıma teşekkür etmek istiyorum. Bana sunduğu tüm güzellikler içiç, hala içimde uçuşan kelebeklerin nedeni olduğu için.. Evet Aşk çok Güzel Birşeymiş sevgilim yaşattığın için teşekkürler...

Uzun bir aradan sonra yeniden..

Merhaba, uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.. 1 yil once olusturdugumuz blogumuz hala oldugu yerde sayiyor ve cevremdeki herkez neden yazmiyorsun diye beni elestirirken bugün yeniden yazmaya karar verdim. Çünkü paylasacak cok konumuz ve onümüzde gitmeyi planladigimiz uzun bir tatil var. Bu yaz icin tatil planimizi çoook öncesinde yaptik. Biletlerimizi alali belkide 5 ay olmustur. Vee bu yıl planimiz yine USA :) ve yine heyecan. Bu sefer Miamiye ucuyoruz. İlk 2 haftalik planimizi ve otellerimizi ayarladik bile. Tum ayrintilari sizlerle paylasacagim. Belkigitmek isteyenler icinde bir rehber olur. Tatil baslangiç tarihimiz 30.06.2012 ve 26 gun boyunca deniz, günes, beyaz kumsallar, alisveris ve huzur bizi bekliyor. 26 gun once cok uzunmus gibi geliyor kulaga ama oraya gidince 1 gun sanki 3 saatte geçip bitiveriyor. Zaman anlamsizlaşiyor muhtesem kumsallarin karşısinda. O yuzden eger tatil icin Amerika'ya gitmeyi planliyorsaniz en azindan 15 gününüzü ayirmalisiniz. Tabii bide o kadar saat uçacaksıniz Jet Lag olacaksiniz serseme döneceksiniz 2 günlüğüne değecek iş değil. Tahminimce, galiba, sanırsam :) 13 saatlik bir yolculugumuz var. Tabii bide ekonomik olsun diye aktarmali uçuyorsaniz ( bizim gibi) bu sure dahada uzuyor. O yuzden uzun bir tatil planlamak en mantıklısı. Biz giderken Roma aktarmali ucuyoruz Allitallia ile. Ama aktarma suremiz kisa en azindan havaalaninda beklemeyeceğiz. Dönüşüz ise Delta air ile 26.07.2012 New York aktarmali. Dönüş daha rahat olacak ama dönüyor olmanın ve tatilin bitiyor olması hüznü ile ne kadar cekilir bilemiyorum. Neyse biletlerle ilgili durum bu. Araba kiralama işi tabii ki Bambam'ın. 2 tane farkli yerden( garantici:) ) araba icin rezervasyon yaptirdi artik ayrintilarini ondan alıcaz..Hotel icinde kalacağimiz 2 otelinde planini yaptik. İlk gün yol yorgunluğu ve Jet Lag nedeniyle Miamide bi otelde kalacağiz. Ayrintilarini yeniden yazarim. Otel fiyatlarina gelince 40 ila 300 dolara kadar mevcut. Tabii bu fiyat araligi tatilden ne beediğinize görede değişir. Bizim gibi yiyip icip gezeyim egleneyim ne kadar param varsa onuda alisverise vereyim kafasinda iseniz 60 dolara guzel okyanus manzarasini ucundan yakalayan ve ailelerin kalabileceği nezihlikte oteller bulabilirsiniz. Bence bu fiyatlarda oldukça iyi. Eee Miamiye gidiyoruz ama değil mi? Sonuçta Türkiye'de bu tatil kültürü ve otelcilik anlayışı nedeniyle ülkemizdeki fiyatlar malum üstünede pek söz söylemeye gerek yok. Evet Miamide 1 gün kaldıktan sonra rotamiz Orlando ve buda demek oluyor ki Universial studiolari ile outletler:) 04 Temmuz indirimlerini kacirmak istemiyorsaniz bir kaç gün öncesinden Orlando' da olmakta fayda var. 7 günümüzü Orlando ya ayirdik. 4 gün Universial da eglence 2 gün çılgınlar gibi alışveriş. Şu an yazarken bile heyecanlandim. Universial biletinide aldık. 4 gün 2 park dahil kendi ana sitesiİnden aldik. Daha ucuza farkli sitelerdede var ama ne kadar güvenilir tartisilir. Bizde riske atmak istemedik. Bu yüzden ana sitesinden aldik tabii bide daha öncesindede bu sekilde almistik ve bir sorun yaşamamıştık. Bu seferde sorun olacağını hiç sanmıyorum. İşte toplamda 8-9 günümüz doldu bile..Sonrasinda Daytona Beach planimiz var ama henuz otelini rezerve etmedik. Sevgilim timsah turlarına katılalim diyor ama henüz netlestirmedik. Sanirim timsah fikrinden pek hoşlanmıyorum ama yinede yapmak istiyorum:) Bakalim henüz kesin değil. Önerisi olan varsa tatil icin daha önce gidipte deneyimlerini aktarmak isteyen olursa tavsiyelerinizide bekliyoruz.. Daha sık görüseceğiz.. Görüsmek üzere..

26 Ağustos 2011 Cuma

Çılgın Mallorca

Mallorca'ya 2008 tarihinde daha önceden geldik ve tüm adayı gezdik diyebilirim. 2011 yılında birkez daha gitmeye karar verdik ama bu sefer kültür turunun dışında sadece deniz kum ve eğlence maksadındaydık. Nerde kalmıştık en son Barcelona'dayız.

Ve Barcelona'ya Uçuyoruz başlıklı yazıda zaten havaalanından Barcelona Catalunya meydanına gelişi anlatmıştık. Şimdi işlemin tam tersini uyguluyoruz. Bizim bu noktada sıkıntımız uçak biletini bu aerobus ların kalkış saatlerini öğrenmeden almamızdan kaynaklanıyor. Aerobus'lar saat sabah 05:30'da başlıyor. Fakat siz oraya uçak biletiniz 07:10 olduğu halde saat 05:20 gibi giderseniz ortaya yanık kokuları salmaya başlarsınız. Saat 05:00 gibi gidin çünkü birhayli sıra oluyor aerobus için ve otobüs şöförleri saate çok riayet ediyorlar dışarıda birileri kalmış otobüs boşmuş biraz daha yolcu alayım böyle bir şey yok haberiniz olsun. Her 15 dk da bir aerobus var bu güzel bizde 05:45 arabasına son kişiler olarak binebildik. Hala sitres tavan çünkü yetişebileceğimizden emin değildik. yaklaşık sabah saatinde 30 dk içinde hava alanına ulaştık. Kontroller vs check in kısmını bulup kontuara yönelip spanair için buradaki insan sırasını görünce tamam dedim herşey bitti. yaklaşık 200 kişi var önümde ve 5-6 kontuar var 2 tanede vip için açılmış kontuvar var. Çakıl bir oraya bir buraya birşey yapmamız lazım bu sıradan hayatta çıkamayız. Gidelim konuşalım derken bizim gibi geç kalan dallamalar için ayrı bir palma de mallorca kontuarı açtılar. Ve sıranın sok kişileri olarak sıradan çıkmamız kolay oldu ve açılan kontuara ilk bavulları atan biz olduk. Heyooo yalnız hala gate'e varmak için yaklaşık 20-30 dk zamanımız var. Girişte hava alanını gördüğümden biliyoruz koşmamız gerekecek. uçak kalkmadan son 10 dakikanında gate'in kapanacağını düşünerek hemen gate yöneldik ve koştur koştur gidiyoruz. Tam gate önüne geldik ve kapılar kapalı 2 kişi oturuyor dedim işte şimdi bitti. Bavullarda gitti elde iki biletle mal gibi bu hava alanında kaldık. Dedik nedir girmemiz lazım, bayan dedi 5 euro geçiş için çakıl'la ben birbirmize baktık ve anlayamadık. Sonra bu görevliler biraz kikirdeyerek uçak rötarını söyledi ve gate in 07:00 gibi açılacağını söyledi. Ohhh be artık bir kahveyi hak ettik gittim kahve makinelerinin birinden kahve aldım artık rahatız.

Mallorca hakkında biraz bilgi vereyim. Bu ada ispanya'nın turizm adalarından biri. Palma de Mallorca merkez olmakla gezilmesi gözülmesi gereken birçok yeri var onlarıda daha sonra anlatacağım. Bu gittiğimiz yer Playa De Palma. www.maps.google.com adresinden bu adaya baktığınızda zaten plaj kısımları göze çarpar bu bölge Playa de Palma'dır. Gözlemlediğim kadarıyla merkez büyük gezilmesi lazım çok büyük bir marinası mevcut. Gece hayatı renkli fakat gerçekten pahalı. Palma de Mallorca merkezi ortada güneyde kaldığında adanın güney doğusunda Playa de Palma batısında magaluf bölgesi bulunur. Bu iki bçlgenin özelliği şudur. Playa de Palma da çalışanlar hariç ispanyol görme şansınız azdır. Bu bölgede bütün aktivite eğlence barlar vs her türlü şey Almanlar için yapılmış. Her taraf alman, eğlence kültürü bunlara yönelik, yapılan promosyonlar bunlara yönelik. Ama şunu söyleye bilirim bu adamlar eğlenmeyi biliyor. Daha çok bunu anlatacağım sanırım size. Neyse diğer bölge de Magaluf buradada herşey ingilizler için. Bu iki ülke resmen buraları zapt etmiş burda onlara yönelik bir yaşam kurulmuş. İngilizlerde çok iyi eğlenmeyi seven bir toplum fakat çok gürültücü ve kavgacılar. 2008 de geldiğimiz turla biz playa de palma da kalırken bir kısım müşteride magaluf'taki otelleri seçmişti. Dönüşte konuştuğumuzda çok gürültülü olduğunu söylemişlerdi. Sonra forumlardan baktığımdada oklar bizi hep playa de palma'ya yönlendirdi. Bu sebepten otelimizi bu bölgeden rezerve etmiştim. Bu bölge denize paralel giden bir yerleşim. Nereden otel tutsanız en fazla denize girmek için 100 mt yürüsünüz. O yüzden sıkıntı yok otelerde güzel derecesine göre pahalılaşıyor. Yine tavsiyem çok hareketli bir bölge olmasından dolayı odayı sadece yatıp uyumak için kullanıyorsunuz. Oyüzden çok yüksek dereceli yıldızı bol otele gerek yok. 3 yıldızlı kafi gelecektir.

Neyse Palme de Mallorca hava alanına indik ufak bir havaalanı. Terminal kapısından çıkın yolun karşısına geçin belediye otobüsleri var. Tabelalarda sizi yönlendirecek. 21 Numaraya biniyoruz bu otobüs Playa de Palma ve El Arsenal bölgesini komple gezmektedir. Zaten ana caddeleri kullanıyor ve 1 tana ana cadde var bunun üzerinde ineceksiniz. Duruk isimleri genelde büyük otellerin ismi ile anılıyor. Hatel acapulco gibi. Sizin otelinizin yanındaki büyük otellerin adının google maps'ten bakarak bir yere not edin bu otellerden birini kesin duyacaksınız otobüs içinde ve inersiniz. Bundan sonra zaten ulaşıma gerek yok. Heryere tabanway ile gidebilirsiniz.

Denizi ve kumsalı inanılmaz güzel. Kumsalda kiralık şemsiye ve şezlong var. Fiyatı yanlış hatırlamıyorsam not almadım çünkü 4.90 euro. Çok pahalı denemez. Burada yapılması gereken şey sabah kalvaltıyı yap, plaja git, plajda uyu, otele dön, akşam yemeğini otelde ye, yemek sonrası uyu, saat 22:00 da uyan ve eğlenceye, sabah gel otele, az biraz uyu veya bir duş al kahvaltı. Döngü bu şekilde olursa gerçekten güzel eğlenebiliyorsunuz. Disiplini elden bırakmayın ve sabah mutlaka uyanıp erkenden plaja gidin.

Otelinizi seçerken yarım pansiyon olmasına dikkat edin. Yemekleri ve kahvaltıları güzel en azından bizim kaldığımız otel için. Cactus Otel'de kaldık 3 yıldızlı bir otel ama gayet güzeldi. Ücretsiz internet, havuzu var, oda konforu ve temizliği mükemmel. Personel sıcak. Yemekte tek içecekler ücretli oda gayet makul seviyelerde. Bir bira 1.5 euro.

Gelelim eğlenceye; gidilmesi gereken çok yer var ama bunların en popüler ve en kalabalık olanları Riu Place, Mega Arena, ve Paradies. Bizim favorimiz paradies. Tek uyarmam gereken şey eğer bir çift olarak gidiyorsanız kavga etme olasılığınız yüksek. Sansür gibi bir durum yok. Eşiniz size oraya buraya bakma diyebilir. 2008 de ilk geldiğimizde bunları yaşamıştık. :-)) Artık durumu bildiğimiz için 2011 de geldiğimiz gece eğlenceleri daha keyifli geçti diyebilirim. Paradies'e giriş kişi başı 20 euro. Haftanın bir günü ladies günü ve bayanlara indirimli. Bu mekana saat 22:30 ile 23:59 arası girerseniz girişte promosyon biletlerinizi ve gece saat 02:00 dan sonra kullanılmak üzere iki adet alkol fişide veriliyor kişi başı. Neden 02:00 dan sonra onu söyleyeyim bu mekanda 22:30 ile 02:00 arası ne isterseniz alkol free. BEDAVA. Viskisinden likörüne enerji içeceğinden aklınıza gelebilecek bütün alkoller ücretsiz. Hal böyle olunca kopan uçan çok insan görürsünüz fakat güvenlik gayet iyi en ufak bir rahatsızlık yaşamazsınız. Bu mekanda eğlence anlayışı 2005 yılında barcelonada Baja Beach Clup'a gitmiştim ona çok benzer. Çalışan animatörlerden bayanlar müşterilerden erkekleri, erkek animatörler bayanları show desk üzerine alarak bir soft sex yapıyor edasında müşteri üzerinde kokteyl hazırlarlar. Bu mekanda çok fazla krem şanti, buz, ve iç çamaşırı görebilirsiniz saat 03:00 a kadar. Aklıma gelmişken mekanda fotoğraf makinesi ve kamera kullanmak sıkıntılı. Show deskteli olan biteni çekmediğiniz sürece problem yapmıyorlar. Ama showları çekilmesini engelliyorlar. 03:00 dan sonra artık sansür ortadan kalkıyor. Üstsüz altsız ve gerçekten bir sex show izleyebilirsiniz. Bu mekan yanlış anlaşılmasın bir kötü gece klubü değil. Yani içeride bu şartlar türkiyede olsa balta'dan geçilmez, içerideki dağılım tamamen homojen. Belki bayan sayısı fazla bile olabilir ladies gününe denk gelinirse.

Promosyonlardan bahsedeyim. Bahsettiğim 3 mekandada aynı tarz promosyonlar mevcut. Örenğin bir kovboy şapkası, tişörtler, bir cep telefonu, bir vibratör, bir deniz yatağı, vs vs gününe göre promosyonlar değişiyor ama bir çoğuda gerçekten işinize yarayabilir. Bunlarda giriş ücreti olan 20 euro içinde. Ayrıca Paradies'ten çıkıp damgalanıp diğer iki mekana (Riu Place, Mega Arena) ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Ama bu mekana diğer 2 mekandan gelip giremezsiniz. Çünkü diğer iki mekanda ücretsiz alkol olayı yok. Nakitte geçmiyor. İçeride bir manyetik kart alıyorsunuz işlemler onun üzerinden gerçekleşiyor.

Ben yine yoruldum birazdan Çakıl gelir. Bugün saat 18:30 da Kıbrısa uçuyoruz. Mallorca kültür turu bilgilerinide bir sonrakinde anlatıp. Barselonaya orda 2 gün kalıp  Türkiye'ye dönüşü anlatırım. Benim hatırladıklarım bunlar ama dışarıda yemek içmek vs vs konularıda sanırım Çakıl ekleyecektir. Şimdilik bu çocuk kaçar...

28 Temmuz 2011 Perşembe

YORGUNUMMMM

Bu tarih itibariyle tatil biteli 5 gün olmasına rağmen sanki bütün bir yıl çalışmışımda daha tatile gitmemişim ve talile gideceğim günü bekliyorum şeklinde bir ruh hali ile çalışmaya devam ediyorum. Keşke diyorum hep tatil olsa çalışmasak;mesala sadece yan gelip yatsak. valla hiç adepte olamadım bu tatil sonrası cehennem haftasına. İnsanoğlu işte böyle nankör oluyor tatile gitse bi türlü gitmese bi türlü. Hep bi dert bi yakınma. Ama benimki yakınmak değil ya havalardanmıdır nedir yoksa depresyondayımda benim mi haberim yok pek çözemedim ama kolunu kaldır deseler halim yok. Tabii biri gelip hadi denize dese bak önden kim atlıyor suya :) oda ayrı tabiii. Bu hafta öyle adaptasyonla geçti ki gördüğünüz üzere o da başarılı sonuç vermiş değil. Bambamda yoktu bu hafta iş başladı ya artık kocitomuzun yüzünü zor görürüz.Yne aynı replikler' napayım hayatım çok yorgunum' iyi o zaman bende yorgunum zaten. İşte pozitif olmak lazım ama... Şimdi şöyle düşünelim tatilimi yapmışım dinlenmişim bugünde günlerden cuma.Eeeee daha ne olsun ama dimi zaten 3 günlük dünya bugün varız yarın yokuz. Hasta falanda değilim.Gerisi boş o zaman oh be süperim bi derdim kederimde yok.. Şimdi işten çıkışta bi kaç alışverişte yapsam değmeyin keyfime.. Bu arada ammada değişken bi ruh halim var ama dimi.. Dr. Özgürcümmmm lütfen yazdıklarımı okumayı kesermisiniz arkamdan bide dalga geçmesek diyorum :))) Neyse ben ruh hamden bahsediyodum bak dağıldım gene... Burada nokta diyorum....

24 Temmuz 2011 Pazar

Ve Barselona'ya Uçuyoruz.

Yolculuğuz sorunsuz başladı. Fkata aktarmadaki zaman aralığı ksa olması sebebiyle (50dk) biraz panik yaşadık. Ama sorunsuz olarak Barcelona uçuşunu tamamladık. Ve Barcelona'dayız..


Hava alanından şehir merkezine ulaşım gayet kolay ve 3 alternatifiniz var. 1 ncisi standart taxi (şehir merkezine taxi'nin karın ağrısı siestası ıvır zıvır etkenlerine denk gelmemek koşuluyla 25-30 euro). Eğer ben zenginim kardeşim paraya pula önem vermem diyorsanız binin taxi ye verin adresi götürsün. Yok eğer ben ekonomik olmam gerekiyor kıt kanaat geldik diyorsanız diğer 2 seçeneği kullanın. Bunların en kolay olanı bence Aerobus'lar. Mantığı bizim havaş sistemi gibi. Barcelonada 2 adet terminal var. Terminal 1 ve Terminal 2 her ikisindende aerobuslar mevcut. Kişi başı 5.30euro ya sizi Catalunya Meydanı'na kadar götürmekteler. Aerobus'lara ulaşmak için havaalanı içinde otobüs işaretlerini takip etmeniz yeterli. Otobüslere binmeden önce nakit parada verebilirsiniz hemen duraklarında (havaalanı içinde) kredi kartı ile alabileceğiniz makinelerde var. Çünkü nakit verecekseniz 20 euro fazlasının kabul etmiyorlar. Son seçenek biraz aktarmalı, havaalanı içinden shuttle'lar var bunlarla tren istasyonuna, burdan tren istasyonuna ve Barselona'da Plaça de Espana Tren istasyonuna, oradanda metro ile istediğiniz noktasına gidebilirsiniz Barcelona'nın.


Aerobus'a bindik ve Catalunya meydanındayız. İlk önerim. El Corte Ingles denen bir mağazaları var bizim YKM Boyner gibi baya büyük. Bu Catalunya Meydanında Aerobus'tan indiğinizde kafanızı döndürerek baktığınızda görebileceğiniz bir mekan veya bina. Oraya giderek information kısmından bir şehir haritası alın. Ücretsizdir ve tüm Barselona'yı gösteren bir harita olmasına karşın, gezilip görülebilecek yerler hakkında bilgi vermekte. Ayrıcada Barcelona metrosunun bir haritası var. Elinizde bu harita varken metro, otobüs, tramvay gidemeyeceğiniz yer yoktur.


Metro haritasından bahsedeyim biraz, sistem gerçekten kolay. Metro haritasını önünüze koyduğunuzda bakmanız gereken şey hangi tarafa gideceğim. Metro istasyonlarında hatların ilk durakları ve son durakları ile yönlendirilirsiniz. Caalunya meydanı neredeyse bütün metro hatlarının geçtiği noktadır. Tek Line5 Lacivert hat buradan geçmez. Geçip geçmemesi önemli değil metroya nerden binerseniz binin metrodan inip o istasyondaki başka bir metroya binebilir bunu birçok kez tekrarlayabilirsiniz. Yanlışmı gittiniz geri dönebilirsiniz. Bu yüzden sonderece kolaydır rahat olun. Barcelona'nın tarihini ve kültürünü gezecekseniz metro süper. Bu yüzden metro bileti alırken tavsiyem T10 almanız. T10 nedir gerçek adını bilmemekle ben ticket 10 diyorum. Bunun fiyatı 8.35 euro'dur. Bu biletle 10 defa metroya binebilirsiniz. Multiperson'dır. 2 veya daha fazla kişi  bu bileti kullana bilir. Diğer seçeneklerde günlük abonmanlar var 2 günlük var vs vs ama bunlar tek kişinin kullanmasına yöneliktir. Bir istasyonda bileti geçirdiniz turnike açıldı ve bileti geçmesi için arkadaşınıza verdiniz, işte onunda bileti kullanıp geçebileceği tek seçenek T10 dur. Diğerlerinde bunu yapamazssınız turnikeler açılmayacak ve geçemeyen arkadaşınız yeni bir bilet alacaktır. Biletiniz bitse bile yanınızdan ayırmayın metro içinde yapılacak bir kontrolde bileti gösteremezseniz 50 euro gibi bir cezası var. BamBam 5 defa Barcelona'ya gitti fakat hiç kontrol yapıldığını görmedi. Tek bir biletin fiyatıda unutmadan söyleyeyim 1.45 euro. T10 ile yaklaşık 6 euro kar edersiniz.


Barcelona'da Paral-lel metro istasyonuna 20 metre uzaklıkta Hotel Auto Hogar isminde 2 yıldızlı bir otel tuttum booking.com'dan 3 gecelik fiyatı 180 euro iki kişi için. Daha önceki yazımda söylemiştim. Otelin önemli olan kısmı gece uyuyacağınız bir yatak, ucuz olması, ve merkezde olması. Bu otel yeri itibari ile bana baya hitap etti. Çünkü La Ramblas çaddesine yürüyerek 8 dakikada ulaşabiliyordum. Metro ayağımın dibinde çanta valiz taşıma derdi yok. Bu açıdan güzeldi fakat otelde odalar arası öyle bir yalıtım yapmışlarki sanki duvar yok. Tek handikapı buydu otelin çok gürültü duyuyordunuz.


Gelelim gezilip görülecek yerlere...


La Ramblas Caddesi çok renkli bir cadde. bu caddede barselona hiç bir zaman uyumuyor. Gün sürekli dönüyor ve yine hareketli yine hareketli. Cadde üzerinde sokak sanatlarının envai çeşidi bulunmakta. Ressamından, dansçıcına, evsizlerin bile topladıkları metal Coca cola, bira kutularından yaptıkları küllük motosiklet vs vs bunların yapımını izleye bilir satın alabilirsiniz. Canlı heykel gibi duran sanatçıları göreceksiniz meleğinden uzaylısına kovboyundan donkişotuna kadar birçok sanatçı bozuk paralarını önlerindeki yerlerine atmanız karşısında canlanacak resim çektirebileceksiniz. Bu cadde üzerinde birçok restourant mevcut fakat baktığınızda bu restourantlarda oturanların hiçbiri ispanyol değil. Çünkü turistlere yönelik fiyatlar biraz kakafoni. Tavsiyem ara sokaklara korkmadan dalın, ispanyolları takip edin local restourantları tercih edin. Hem daha fazla yer daha fazla lezzet bulabilirsiniz ve yarı fiyatına yemeğinizi yiyebilirsiniz. Örneğin La Ramblas caddesi üzerinde Orient Otelin önündeki yerde yerseniz 3 adet tapas'ı bir kapta getirirler yanında bir pizza veya paella seçebilirsiniz ödeceğiniz miktar 10 euro civarındadır. Fiyat güzel gibi ama yanında bir bira alayım derseniz bir biraya 12 euro verirsiniz haberiniz olsun biz verdik siz vermeyin.


La Ramblas Caddesine Colon'dan girdiğinizde Liceu metro istasyonuna gelmeden sağ tarafta bir meydan bulunur Plaça de Reial. Buraya gençler takılmaktadır sanırım üniversiteli gençlik diyelim. Buradaki restourantlar bile La Ramblas caddesi üzerindekilerinin yarı fiyatı gibidir. Daha ekonomiktir.


Barcelona ve Flamenco: Barcelona için demiyorum ama ispanya'ya geldiyseniz bir flamenko gecesine gitmelisiniz. İnternetten araştırıp bakarsanız rezervasyonla çalıştıklarını görürsünüz. Tercih meselesidir flamenco gösterileri yemekli olabilir, sadece soft drink alabilirsiniz. En ucuzu yaklaşık 25-30 euro arasında değişebiliyor sadece soft drink ve izleme. 2 kişi 60 euro ve yaklaşık bir matinesi diyeyim 90 dakika sürüyor. Size önerim flamenco için yine locallerin gittiği yerleri bulmanız. Üst paragrafta yazdığım Plaça de Reial içine girip kime sorsanız gösterir Cafe Royale. Salı günleri Flamenco vardır. Giriş ücretsizdir yediğinizi içtiğinizi verirsiniz hepsi bu. Bir bira 5 euro bilginize.


Futbol hastaları için; Camp Nou
Futbol'dan anlayan bir adam değilim ama gelişlerimde bir defa gittim. İçine ve müzesine girmedim, etrafında bir yürüyüş yaptım benim için okadardı. Bence maça gidilmiş olsa daha mantıklı. 2007 yılında görevli geldiğimde Barcelona'ya ben gitmedim ama arkadaşlarım gitti maça. Maç biletini 18 euro'ya aldıklarını hatırlıyorum. Sanırım derbi olmayan normal bir maçtı. 2004 Yılında Madrid'te bir maça gidelim dedik. Real madrid-Vallencilla maçı vardı birde derbi maçıymış oyıl için korkunç fiyatlardaydı biletler gidememiştim. :-)  


Temple de La Sagrada Familla
Görülmesi gereken bir yapı bizce. Yani barcelona'ya geldiğinizde görmeden gitmeyin. 1800'lü yıllardan beri yapımı devam etmekte. Nasıl olacağını düşünürseniz herhalde bittiğini göremeyiz gibime geliyor. Ama sokaklarda ve yakınlarında bitmiş halini gösteren proje üzerinden çizimleri mevcut bakabilirsiniz. İçine girmek ücretlidir, erken gitmenizi tavsiye ederim çünkü sırayı görünce emin olun girmekten vazgeçersiniz. Yanılmıyorsam giriş 12 euro. Grup olarak gidilirse sayısını hatırlamıyorum indirimi mevcut.


Nasıl gidilir; tüm gidiş yollarını Catalunya meydanıdan anlatacağım. Catalunyada'dan giden hat yoktur. :-)) Farketmez. Catalunyadan L3 hattının Trinitat Nova istikametine giden kısmından binin ve Diagonal metro istasyonunda inin ve metronun içinden çıkmadan L5 Hattının La Segrara yönüne giden tarafını takip edin ve binin, zaten 2 durak sonra ineceğiniz durak sagrada famillia. Kısaca metro nasıl takip edilir bunuda anlatmış olduk. Bundan sonra Barcelona'nın istediğiniz heryerine gidebilirsiniz.


Museu Picasso ve Catedral
Picasso müzesini ve Catedral'i görmeden dönmeyin. Yine Catalunyadan L3 hattı (Yeşil) Trinitat Nova istikameti ve Passeig de Gracia metro istasyonunda inip yine dışarı çıkmadan L4 Hattı (Sarı) La Pau istikametine giden metroya binip Jaume1 istasyonunda iniyoruz. Buradan kalabalığı takip edin Museu Picasso'ya götürecektir. İndiğiniz Metro istasyonundan yaklaşık 100 metre ileride bir ara sokak başlangıcındadır. Catedral ise gittiğiniz yolun tam tersidir.


Parc Güell
Gaudi; bu ismi Barcelona'da çok görür ve duyarsınız. Gaudi olmasaymış herhalde Barcelona bugünkü şekliyle olmazmış. Görülmesi gereken yerlerden biri Parc Güell.
Nasıl gideriz; Catalunya'dan L3 Trinitat Nova istikameti ve Lesseps'te iniyoruz. Metro istasyonundan çıktığınızda şantiyeler göreceksiniz bunlar hava alanına gidecek olan L9 Metro hattının çalışmalarıdır. Belki 2012-2013 yıllarında sadece metro ile ulaşabileceksiniz hava alanına. Neyse şantiyelerden herkezin gittiği yönde gidin. :-) emin olun ispanyol olmayanalar Parc Güell'e gidiyorlar. Yapmanız gereken tabela takip etmek. Eğer tabelaları takip ederseniz çok yorulacağınıza emin olun. Size tavsiyem tabelaları takip edin ve gözünüz sokaklarda sol tarafa bakar olsun. Nezaman yukarı tırmanan yürüyen merdivenler görürsünüz o sakağa sola dönün. Bu yürüyen merdivenlerden çıktığınızda Parc Güell'in üsttarafındaki girişe gelirsiniz. Ama yorulmazsınız. İnişi ise normalde gelmeniz gereken yoldan yapın. Birşey kaybetmiş olmazsınız.


Yoruldum.. daha sonra devam edeyim.. Kaldığım yerden devam edeceğiz..